Özel Sağlık Sigortası Yaptırmak için 5 Önemli Neden

Geçmişten günümüze insanlığın en önemli ihtiyaçlarının başında belki de sosyal güvenlik ve sağlık konuları geliyor. Tarihe baktığımızda gelişmiş ülkelerde sosyal devlet yaklaşımından dolayı sosyal sigorta sistemleri ile halklarına emeklilik ve sağlık hizmetleri sağladıklarını görürüz. Lakin nüfusun hızla yaşlanması, istihdam sorunları, genç iş gücünün işsizliği ve kamu sistemindeki yapısal sorunlar vb. hususlar sosyal güvenlik ve sigorta sistemlerinin yıllardır alarm vermesine sebep oluyor. Gelinen noktada artık bütçeler yetmiyor, açıklar büyüyor ve pratikte her şey planlandığı gibi gerçekleşmiyor. Ne yazık ki Türkiye’nin de aralarında olduğu birçok ülkede durum bundan ibaret.

Peki çözüm nedir?

Gelişmiş ülkelerde de uygulandığı üzere, özellikle emeklilik ve sağlık konularında kamu tarafından sağlanan sosyal sigortaların en büyük yardımcısı özel sigorta sistemi olmuştur. Herkesin kendi talep ettiği ölçüde, kişiye özel ödeme ve teminat çözümlerinin sunulduğu özel sigortalar sayesinde kamu yükü ciddi oranda azalmakta, haksız kullanımlar minimum seviyelere indirilmekte ve prim ödeyenler arasında fırsat eşitliği sağlanmaktadır. Ayrıca kişiler sürecin başında almayı tercih ettiği hizmet kadar prim ödediğinden toplumda sigortayı daha bilinçli ve dikkatli kullanma konusunda zemin oluşmaktadır.

Aslında yazımın başında da bahsettiğim sorunlar özel sigorta sisteminin ve özel sağlık sigortalarının gerekliliğinin birer göstergesi konumundadır. 2000’li yıllardan sonra dijitalleşmenin de desteğiyle özel sigortaların sosyal sigortalar içindeki payının daha da hızlı arttığını gözlemleyebiliriz. Özel sigorta sisteminde toplanan fonların önemli bir bölümü finansal piyasalarda yatırıma dönüşmekte ve oluşan kazançlardan dolayı kamuya ciddi boyutlarda vergi transferi yapılabilmektedir. Sigorta şirketlerinin sağladığı iş imkanları sayesinde çoğu üniversite mezunlarından, nitelikli bir istihdam alanı oluşturulmaktadır. Kısaca, tüm bu yönleriyle özel sigorta sistemi bir yandan kamuya ait olan olan sorumluluğu paylaşmakta, bir yandan da oluşturduğu finansal ekosistem sayesinde ekonomiye büyük bir katkı sağlamaktadır.

Özel sigortalar içinde pastadan en geniş payı alan branşlardan birisi özel sağlık sigortalarıdır. 2020 yıl sonu itibariyle Türkiye’deki toplam özel sigorta prim üretimi yaklaşık 82,5 milyar TL’dir ve bu hacmin 9,8 milyar TL’si özel sağlık sigortalarından gelmektedir. 2019 yılına göre 2020’de %22,4 oranında büyüyen özel sağlık sigortalarının toplam prim hacmi, 2015 yılından buyana her yıl ortalama %23,1 oranında büyüme göstermiştir. (kaynak: TSB) Resmi verilerden de anlaşılacağı gibi Türkiye’de özel sağlık sigortalarına olan talep her yıl artıyor.

Yıl Sağlık Branşı Prim Üretimi Artış Oranı (%)

2015 3.321.928.306 16,6

2016 4.082.408.624 22,9

2017 4.825.757.464 18,2

2018 6.004.529.623 24,4

2019 8.059.759.301 34,2

2020 9.865.662.011 22,4

Pekâlâ, bu talep neden artıyor olabilir? Ben de sağlık sigortası yaptırmalı mıyım?

Makro açıdan incelediğimizde özel sağlık sigortalarının gelişimini ve gerekliliğini sanırım izah edebildim. ‘Kardeşim buraya kadar anlattıkların genel mevzular, sadede gel’ derseniz aşağıdaki bölümde konunun biraz derinlerine inmeye çalıştım.

Gelin ilk bakışta göze çarpan 5 önemli nedeni hep birlikte inceleyelim.

Özel Sağlık Sigortası Yaptırmak için 5 Önemli Neden

1. Zaman ve hizmet kalitesi ilişkisi

Rahatsızlığı olan kişiler için hastanelerde geçen tedavi süreci çoğu zaman yorucu ve keyifsiz olmuştur. Rahatsızlığın getirdiği olumsuz psikolojiye bir de alınması gereken hizmete zamanında ulaşamama ve tedavi sürecinin uzaması gibi sorunlar eklenirse, tüm planlarınızın altüst olduğu çaresiz bir bekleyişle baş başa kalabilirsiniz.

Türkiye gibi nüfusun hızla arttığı ülkelerde sağlık kuruluşlarına olan ihtiyaç her geçen gün artıyor. Ülkemizde özellikle kamu hastanelerine baktığımızda; alanında uzman çok kıymetli hekimlerimize ve sağlık çalışanlarımıza, son sistem tıbbi cihaz, medikal ekipman ve gelişmiş konaklama imkanlarına rağmen yaşanan talep yoğunluğundan dolayı verilen hizmetin süresi uzamakta ve hatta kalitesi de düşebilmektedir. Muayene randevusu, kan tahlili, MR, tomografi gibi basit konularda bile birkaç hafta sonrasına randevu alabiliyorken, bu durumda en çok sorgulamamız gereken konu kaybettiğimiz zamandır. Sonuç olarak; tedavisini bekleyerek geçirdiğimiz her dakika sağlık açısından aleyhimize olacaktır.

Zaman ve hizmet kalitesi problemi özel sağlık kuruluşlarını, özel sağlık kuruluşları ise özel sağlık sigorta sisteminin gerekliliğini gün yüzüne çıkarmıştır.

Özel sağlık kuruluşlarının birçoğu butik ve kişiye özel hizmet sunabildiklerinden, kamu hastanelerinde yaşanan zaman ve hizmet kalitesi problemine karşı iyi birer alternatif halindedirler. Siz de sağlık konusunda zamanı daha verimli kullanmak istiyorsanız, özel sağlık sigortanız bu konuda en güvenilir yol göstericiniz olacaktır.

2. Sağlığın kıymetini bilebilmek

Hayatın temposu içinde bir şekilde koşturmaya devam ederken hasta olabileceğimizi, bir kaza geçirebileceğimizi veya yaşanan bir olaydan sonra her şeyin bir anda tepe taklak olabileceğini genelde düşünmeyiz, düşünmek istemeyiz. Bu yüzdendir ki gençken gençliğimizin, zamanımız varken zamanımızın ve sağlıklıyken sağlığımızın kıymetini bilmeyiz ve çoğu zaman gelecek için atmamız gereken adımları erteleriz.

Yazar Thomas Fuller ‘hastalık hissedilir de sağlık hissedilmez’ diyerek sağlıkla ilgili anlatmak istediklerimizi aslında tek bir sözle özetlemiş. Bugün sağlıklı iken durumumuzun farkında olup, sağlığımızı gelecekte de koruyabilmek ve sağlıklı yaş almak için şimdiden bazı alışkanlıklar edinmek önemli. Sigortalı yaşamı tercih etmek bu alışkanlıklardan sadece birisi ama belki de en kıymetlilerinden. Çünkü sağlığınız bozulmaya başladıktan sonra özel sağlık sigortası yaptırmanız, yaptırsanız bile bazı teminatları almanız imkânsız hale gelebiliyor. Yani yapılan risk değerlendirmesi sonucunda sigorta şirketleri daha önce geçirmiş olduğunuz hastalıkları sigortacılık tekniği gereğince poliçe teminatı dışında bırakabiliyor ya da poliçenizi onaylamayı kabul etmeyebiliyorlar.

Bu yüzden her şey yolundayken özel sağlık sigortasına sahip olmak ve poliçenizi her yıl eksiksiz devam ettirebilmeniz çok önemlidir. Sigorta şirketleri düzenli sigortalıları için ‘ömür boyu yenileme garantisi’ adıyla çok kıymetli bir teminat sunmaktadırlar.

Ömür boyu yenileme garantisi teminatını önemsemelisiniz.

Geç kalmadan, sağlığınız yerindeyken ayıracağınız küçük bütçelerle özel sağlık sigortanızı mutlaka yaptırmalı ve birkaç yıl devam ettikten sonra da şartlarınız uygunsa ömür boyu yenileme garantisi teminatının ayrıcalığını yaşamalısınız. Sigorta şirketleri arasında uygulama farklılığı olabileceğinden poliçenizi tanzim eden sigorta şirketinizden bu hakkı nasıl elde edeceğinizi öğrenmenizi özellikle tavsiye ediyorum.

3. Lüks hizmet alma imkânı

Sağlık ihtiyaçlarınız için A grubu diyebileceğimiz lüks sınıftaki özel sağlık kuruluşlarını kullanmak istiyorsanız, özel sağlık sigortasına mutlaka ihtiyacınız var demektir. Çünkü bu grupta yer alan bazı kuruluşların SGK ile anlaşması bulunmuyor ve diğer özel sağlık kuruluşlarına göre fiyatları da kat be kat yüksek. Belki gelir durumunuzun iyi olduğunu ve bu hastanelerde çıkan tedavi ücretlerinin sizi etkilemeyeceğini düşünen taraftasınız. O halde sizin için özel sağlık sigortaları en akılcı çözüm olacaktır. Zira hastaneye kendi cebinizden ödeyeceğiniz rakamlarla özel sağlık sigortanız için yapacağınız ödemeyi karşılaştırdığınızda, sağlık sigortanızın çok daha ufak maliyetlerde kaldığını görebilirsiniz.

Diyelim ki söz konusu kuruluşlara gidebilmek istiyorsunuz ama bütçe sorununuz var. Bu durumda yine özel sağlık sigortanız imdadınıza yetişecektir. Poliçenizdeki teminat limitlerini düzenleyerek istediğiniz lüks kuruluşta özel sağlık hizmeti alabilirsiniz.

4. Özel sağlık kuruluşlarında alınan fark ücretleri ve öngörülemeyen maliyetler

Birçok özel sağlık kuruluşunun SGK ile anlaşması var lakin yine de talep edilen fark ücretleri cebimizi yakabiliyor. Makalenin başında da değindiğim gibi kamu sosyal güvenlik sisteminde bulunan sorunlar SGK’nın özel sağlık kuruluşlarına yapacağı ödeme limitlerini maalesef olumsuz etkiliyor. Ayrıca tıbbi ilaç, cerrahi-medikal ekipman, elektronik cihaz yatırımı, bina yatırımı ve işletme maliyetlerindeki artışlar belirli kalitede hizmet sunmak isteyen özel sağlık kuruluşlarının giderlerini her geçen gün artırıyor. Bu sağlık kuruluşlarının birer işletme olduğunu da unutmamak lazım. Dolayısıyla hizmetlerini sürdürebilmeleri için bir taraftan da kar elde etmeleri gerekiyor.

Sonuçta ortaya çıkan tüm maliyetler fark ücreti adıyla hastaların cebine yansıyor. Özel sağlık kuruluşuna girdiğiniz anda muayene ile başlayan fark ücretleri ayakta tedavi ve yatarak tedavi sürecinde de devam ediyor. Ayakta tedavi için talep edilen fark ücretlerini kısmen öngörebilirken özellikle yatarak tedavi kapsamına giren rahatsızlıklarla ilgili toplam maliyeti tahmin etmek neredeyse mümkün olmuyor.

Özel sağlık kuruluşlarına giderken yapılan tüm işlemlerin bir ücretinin olduğunu zaten biliyorsunuz. Ama konu bir cerrahi müdahalenin yapılması ise çok büyük fark ücretleri karşımıza çıkabiliyor. Ya da 3-5 ay 1-2 yıl sürecek bir tedaviye başlamak durumunda olduğunuzu düşünün…

İşte tam da bu noktada özel sağlık sigorta sisteminin gerekliliği anlaşılıyor. Kamunun sağladığı sosyal güvenceniz olsun veya olmasın, özel sağlık sigortanız varsa anlaşmalı özel sağlık kuruluşlarında en konforlu hizmeti alma imkanına fark ücreti ödemeden sahip olabilirsiniz.

Acaba ne kadar çıkacak veya bütçem yeterli olur mu diye düşünmek istemiyorsanız, özel sağlık sigortanızı yaptırmak için lütfen geç kalmayın.

5. Salgın Hastalıklarla (Pandemi) İlişkisi

2019 yılının sonlarından itibaren yayılmaya başlayan covid-19 virüsü kısa zamanda neredeyse tüm dünyayı esareti altına aldı. Özellikle ülkemizde de ciddi oranda hissedilen ve aradan geçen 1,5 seneye rağmen hala da etkisini sürdüren covid-19 virüsü ile ilgili devletimiz elinden gelen tüm imkanları seferber ediyor. Lakin salgının yayılma hızı karşısında sağlık sistemimizin eksik kaldığı veya yetişemediği anlar da maalesef yaşandı, yaşanıyor. Pandeminin başından bu yana kamu hastanelerimize ek olarak birçok özel sağlık kuruluşu da covid-19 tedavisi konusunda hizmet veriyor. Elbette özel sağlık kuruluşlarının genelde kalabalık olmaması, kamu hastanelerine nazaran daha izole ve mesafeli bir tedavi süreci sunabilmesi gibi avantajları var. Lakin bu avantajlar özel sağlık sigortası olmayan hastalar için maddi külfet.

Salgın vasfı taşıyan covid-19 vb. hastalıklar normal şartlar altında özel sağlık sigortaları tarafından teminat altına alınmamışlardır. Fakat ülkemizde faaliyet gösteren öncü sigorta şirketlerimiz sağ olsunlar, dünyada yaşanan gelişmelere duyarsız kalmadılar ve pandeminin daha başlangıç aşamalarında covid-19 hastalığını teminat altına aldıklarını duyurdular. O günlerden bu yana hala tehlikesini sürdüren covid-19 hastalığı özel sağlık sigortası kapsamında. Bu durum bile özel sağlık sigortası yaptırmak için tek başına güçlü ve yeterli bir neden sayılabilir.

Dünyada kimse pandeminin boyutunu ve sağlık sistemine maliyetini henüz bilemezken sigorta şirketlerimizin aldığı cesur karar gerçekten takdire şayan.

İlerleyen yıllarda tekrar pandemi denebilecek salgın hastalıklarla karşılaşır mıyız?

Bu sorunun cevabını bilemiyorum ama özel sigorta sisteminin topluma kazandırdıklarını ve dünya ile entegre olarak hızlı gelişimini göz önünde bulundurarak, yeni bir pandemi olması halinde sigorta şirketlerimizin yine öncelikle toplum yararını gözeteceklerini şimdiden tahmin edebiliyorum.

---***---

Mustafa OĞUZ

---***---

İncelediğiniz makale Mustafa OĞUZ’un şahsi blog yazılarından alınmıştır. İzinsiz kullanılması ve yayınlanması yasaktır.

Kullanılan Kaynaklar:

Türkiye Sigorta Birliği – Resmi İstatistikler- https://www.tsb.org.tr/tr/istatistikler